Yaratıcı Bir Söyleşi - Emel Ülüş

Yaratıcı Bir Söyleşi - Emel Ülüş

Emel Ülüş sanata nasıl bulaştı, biraz anlatır mısın?

Küçüklüğümde kendi kendime hep nesneleri başka bir şeye dönüştürmeye, kesmeye ve eklemeye meyilliydim. Bu oyunlarım zamanla etrafımda olan ve olmayan şeyleri hayal edip resmetmemi sağladı. Iki boyutlu ve üç boyutlu resimler yapıp kendimi mutlu ettim ilköğretim hayatım boyunca. Ardından güzel sanatlar lisesi sınavlarına hazırlandım ve kazandığımda tam olarak benim için sanatın başladığı yerdeydim.

Bu arada müzik olmadan asla ilk sanatla yakınlığım müzik dersleri alarak başladı.

Kullandığın teknikler birbirlerinden çok farklı. Yağlı boya, linol baskı... Senin için de birbirinden çok mu farklılar yoksa benzer tarafları var mı?

Teknikler içeriklere göre şekilleniyor diyebilirim. Konu biçimi çağırıyor, bazen eksiliyor, kesiliyor yüzeydekiler bazen de boyalar yükleniyor. Baskı resim ve boya resim uygulanış olarak farklı görünsede nihayetinde hepsi resim olduğu için temeli kompozisyon, ışık gölge ve görüntünün estetiğine dayanıyor.

Peki, ruh haline göre kullandığın teknik değişiyor mu? Ne zaman baskı yapmak ya da ne zaman yağlı boya yapmak sana iyi geliyor?

Her şey neyi niye yapacağına karar verdikten sonra şekilleniyor. Yalnızca ruh hali yeterli olmuyor aslında fikir, duygu ve biçim bir araya geliyor. Sonra bir bakıyorsun bir seri oluşuveriyor. Resim sabah akşam hayatımın içinde, her an resim yapmaya devam edebiliyorum gün içinde fakat baskı resim ciddi bir hazırlık ve disiplin gerektirdiği için teknik açıdan plan yapmak gerekiyor.

Eserlerindeki figürlerin alışıldığın dışında. Hatta ilk bakışta karanlık bir tarafları bile var. Tarzını nasıl oluşturdun?

Zaman eğer bi şeyin üzerine gidersen seni, senin gibi şekillendiriyor. Figürlerim zamanla soyut formlara dönüştü. Gerçeği resmetmek çok basit gelmeye başlayınca gerçekliği bozmak daha anlamlı olmaya başladı. Melankoliyi ve problemleri severim ve üzerine gitmekten korkmam, bundan haz duyarım. Bu durum da sizin tabirinizle işlerdeki “karanlık tarafı” güçlendiriyor tabi.

Kadıköy'de bir atölyen var. Atölyenden biraz bahseder misin? Kendine en uygun çalışma ortamını nasıl keşfettin ve nasıl yarattın?

Güzel sanatlarda Liseye başladığımdan beri hep atölyede yetiştim. Akşamları Okulun üst katındaki yatakhaneye çıkana kadar hep atölyede çalışma sürerdi. Bu alışkanlık İzmir’de üniversitede de sürdü. İstanbul’a taşındıktan sonra da atölyem evimin içinde genişleyerek ihtiyaçlarıma göre büyüdü. Atölyede çalışmak işe gitmek gibi değil. Zaten bir proje üzerinde çalışıyorsanız aklınız hep orada oluyor benim şansım uyku aralarında bile yaptığım işe dönüp kritik yapabiliyorum, ya da sabah kahvesini içerken.

Bu ay kutumuzda bildiğin gibi linol baskı yapıyoruz. Linol baskı ile ilgili neler söyleyebilirsin? Linol baskı yapmanın ve sevmenin nedeni ne?

Linol baskı bağımlılık yaratan bir teknik. imajı linol tabakasına çizip oymaya başlayınca bu dünyadan kopup gidiyor insan. Baskı aşaması ise tam bir sürpriz anı oluyor. Çünkü ne çıkacağını az çok kestirseniz bile ne çıkacağından tam olarak emin olamıyorsunuz. İşin güzel tarafı hazırladığınız kalıptan istediğiniz kadar çoğaltıp edisyon elde edebiliyorsunuz. Böylece daha çok insana ulaşabilen yapıtlarınız oluyor. Linol baskı ya da baskı resmin tüm dallarında mesele contrast ve ben en çok tekniğin bu gücünü ve beni uğraştırmasını seviyorum.

Eylül'19 Sanat Kutusu'ndan harika çalışmalarından biri çıktı. Bize bu eserinin öyküsünü anlatır mısın?

Bu çalışma 2017 de başladığım “Kundak” serisinin ilki. Gerçek boyutları 150x100cm. dir.

Kundak serisinin geçmişi, ilişkilerle ilgili yapılan sorgulamalara dayanmaktadır. diğerleri ile olan bağlantıların olumlu ve olumsuz yönleri farklı biçim ve tekniklerle gerçekleştirilmiştir. Ulaşmak istediğim duygu ve anlam her seferinde yetersiz geldiği için, insan olma önermesiyle ortaya çıkan kavramların tekrar tekrar irdelenmesi sonucunda, değer nesnesi yaratma fikri ortaya çıkmıştır.

Kundak serisi;

insanların tüm değerlerini kaybetmeye başladığı, duygunun silikleştiği bu çağda eksikliği saptayarak yeni bir önerme getirme çabası gütmektedir. İnsan olmadan sanatın olmayacağı, alımlanamayacağı fikriyle, insani duyguları tetikleyecek en önemli, en değerli olan –şey, deneyimlenerek sorgulanmıştır. Ortaya çıkan değer nesnesi, canlının en küçük halidir. Her insanın, her hayvanın, her canlının toplumsal değerler yüklenmeden, kaygıları ve menfaatleri oluşmadan önceki hali. Bu serinin amacı, insana canlı olduğunu hatırlatarak, empati ve eşitlik bağlamında önerme yapmaktır. Canlının en küçük birimi olan bebek formunun teknik olarak baskı resim kullanılarak gerçekleştirilmesi, bahsi geçen değerli olanın izinin bırakılmasıyla ilgilidir. Resmin elemanı olan çizginin, linol çalışmalarda oyularak ifade edilmesi ve beyaz bir iz bırakması sağlanmıştır. Güçlü kontrast etki yaratılmaya çalışılarak, beyaz ve siyah diyalektiği tek bir amaç için bir araya getirilmiştir. Bütüne ulaşmak için mutlaka siyah ve beyaza ihtiyaç vardır. Diyalektik oluşmaz ise ilerleme ve gelişmenin gerçekleşmesi olanaksızdır. 

Sanata yeni bulaşmış ya da sanatın zaten içinden olan ve şu an seni okuyan takipçilerimize vermek istediğin bir tavsiye ya da söylemek istediğin herhangi bir şey var mı?

Kendini sanatla ifade edebilmek için sürekli oyun oynamak, düşünmek ve denemek gerek. Soru sormaktan korktuğumuz bu çağda, kendimize soracağımız sorular ortaya mükemmel konular ve hayaller çıkarabilir.

 

Back to blog

3 comments

Sanat, değer üretir. Ben böyle algıladım bu söyleşideki vurguyu. Buna katılıyorum. Tertemiz beyaz bir sayfa olarak geldiğimiz dünyada, giderek kirleniriz, diyor, İrlandalı Uykusuz. Buradan hareketle, siyah beyaz ve alacakaranlık kavramlarıyla geliştirir kuramını. Linol baskı siyah/beyaz tablo, kundak imgesiyle böylesi bir başlangıca götürdü beni. Hadi, başa dönüp yeniden değerlendirelim yaşamı ve toplumu!!!

Nidahi

Kimi şeyler doğma, kimileriyse ölme telaşında, doğmaktan olan bir şeyin bir parçası şimdiden ölüyor, ama bu sonsuz akış ve dönüşüm dünyayı sürekli olarak yeniliyor. Emel Ülüş ün söyleşisinde sanata bakışı ve işleri bana bunları düşündürdü. Beyaz ve siyahın zıt kontrastı, empati ve biçimin gizleriyle sorgulama, düşünme eylemi yapmak. Kendisini kutluyorum, başarıların devamını diliyorum.

Cemile Hitay

Emel Ülüş, işlerini çok sevdiğim ve takip ettiğim bir sanatçı. Resimlerindeki duygu yoğunluğu ve derinlik en etkilendiğim tarafı.
Söyleşi az öz, gayet tatminkar olmuş. Teşekkürler

Meltem GizÇağlayaner

Leave a comment

Please note, comments need to be approved before they are published.