Yaratıcı Bir Söyleşi - Ali Ergin

Yaratıcı Bir Söyleşi - Ali Ergin

Ali Ergin sanata nasıl bulaştı, biraz anlatır mısın?

İç mimarlık eğitimi sanata bir giriş niteliği taşıdı. Ancak sanat ve tasarım birçok meslek gibi yaratıcılık içerse de uygulanış biçimi itibariyle ciddi farklılıklar gösteriyordu. Yıllarca hem teorik hem pratik anlamda çoklu söyleme (kullanıcı/tasarımcı birlikteliği) hizmet eden iç mimarlık yaptıktan sonra yönümü biraz daha tekil söylem içeren sanata çevirdim ve resim yapmaya başladım.

Ali Ergin kendini nasıl tanımlıyor?

Zamanın göreceliliğini bir yaşam biçimi olarak tecrübe etmeye çalışan, bugün ile birlikte gelecek öngörülerini ve geçmiş değerlerini/bilgilerini tek bir kaynakmış gibi kullanan, meraklı bir düşünür/çizer.

Bize çalışma ortamından bahseder misin? Sana en uygun en verimli çalışma ortamın nasıl oluştu?

Yoğunlaşabildiğim her mekan benim için bir çalışma ortamı olabilir. Parklar, trenler, klasik müzik konserleri vs. Yanımda çizim yapabileceğim malzemeleri hep bulundurmaya çalışırım. Tabi evimde küçük bir köşem var. Orada dışarıda yapamadığım kanvas üzerine akrilik boya ile çalışmaları yapıyorum.

Üretiminde teknik ve malzemeyi tam anlamıyla sadece bir araç gibi görüp, çok anlam yüklemediğini hissettiriyorsun. Sanat üretiminin bir nevi materyalist ihtiyaçlarından bu denli uzak mısın?

Doğru bir tespit olduğunu düşünüyorum. Asıl olan bir fikrin olması ve paylaşmak isteğidir. O an elimde ne var ise onunla çizim yapmaya çalışıyorum.

Bütün eserlerinde konu her ne kadar dağınık olsa da bir derli-toplu durum söz konusu, bu mimari eğitimin getirdiği bir disiplin mi? Bu üretiminde seni nasıl etkiliyor, biraz bahseder misin?

Mimarlık eğitimi daha çok fonksiyonel bir bakış açısıyla yapı ve insanı çevresi ile bağımlı bir şekilde bir araya getirmeyi amaçlar. Bu bağlamda birçok disiplinin teknik olarak bir araya gelmesi şarttır. Sanatsal çalışma daha çok bireysel farkındalığın düşünsel dışavurumu olarak değerlendirilebilir. Kaygıları farklıdır. Sanata yönelmemin en büyük nedenlerinden birisi düşünsel yolculuğumun ağır basmasıdır. Bu bağlamda sanat çalışmalarımın omurgası mimarlık eğitiminden gelen insan ve yapı ilişkisinden doğsa da bireysel bakış açım tamamen zamansızlık/mekansızlık düşüncesinden gelmektedir.

Mayıs’21 Sanat Kutusu'ndan harika çalışmalarından biri çıktı. Bize bu eserinin öyküsünü anlatır mısın?

Umudu simgeleyen bu resimde müziğin ilhamını eskiz tadında bırakıp, gün değişimini güneşin halleri ile betimleyip, gökyüzünün derinliğini vurgulayarak, izleyiciye bu dönemde biraz da olsa olumlu enerji vermeyi amaçladım.

Sanata yeni bulaşmış ya da sanatın zaten içinde olan okuyucularımıza vermek istediğin bir tavsiye ya da söylemek istediğin herhangi bir şey var mı?

Her ne şekilde olursa olsun bir fikriniz var ise bunu paylaşmanın en etkin yöntemlerinden birisi sanattır. Tarih büyük çoğunlukla sanat ile yazılmıştır. Yazı, resim, heykel/seramik halen geçmişi anlarken ilk bakılan enstrümanlardır. Sanat dürüsttür.

Back to blog

Leave a comment

Please note, comments need to be approved before they are published.