YAZAN: ŞİRİN ÖTEN
Eğer bir resim eksperi yahut galeri sahibi değilsek, bazı resimlerin neden çok önemli ve paha biçilmez olduğunu anlamakta zorluk çekmemiz gayet anlaşılabilir bir durumdur. Zira sanat tarihi ve tekniği açısından uzmanlarca belirlenen kriterler sadece estetik kriterler olmayabiliyor. Bunun sonucu olarak da özel olarak araştırma yapmadan sadece resmin dehası üzerinden, değerini ölçmeye çalıştığımızda taşlar yerine oturmayabiliyor. Eğer paha biçilemeyen bir tablo için aklınızdan “ne var ki bunu ben de yaparım.” diye geçirdiyseniz ve bunu itiraf etmekten utanıyorsanız, bu yazı tam size göre. Utanmanıza da, sıkılmanıza da gerek yok. Çünkü böyle düşünmeniz resimden ya da sanattan anlamadığınız anlamına gelmiyor, çoğu zaman sanat tarihi ve uzmanlar tarafından bir esere biçilen değer o resmin eşsiz ve kusursuz olduğu anlamını taşımıyor. Şimdi birkaç örnekle bazı eserleri paha biçilmez yapan nitelikleri ve sırları birlikte inceleyelim.
Arnolfini’nin Evlenmesi (Jan Van Eyck – 1389 -1441 – HOLLANDA)
Bir kadın ve bir erkeğin bir salonda el ele tutuştuğu bu resmin, ilk bakışta, aynı dönem yapılmış resimler arasında neden öne çıktığını anlamak oldukça güç. Zira ne çarpıcı bir an söz konusu, ne de Mona Lisa’nın gülüşündeki gizemi yaratan bir teknik. Ancak bu tablo o güne kadar hiç kimsenin resmetmeyi düşünmediği bir anı konu almış olduğu için öne çıkıyor. Jan Van Eyck’den önce kimsenin bir evlilik anını resmetmeyi aklına getirmemiş olması ilginç. Belki de Van Eyck bu tabloyla, bugünkü düğün fotoğrafçılarının önünü açmış olabilir. Bu elbette işin eğlenceli kısmı ancak resmi özel kılan esas mesele daha ilginç elbette…
Tablodaki çiftin arkasında yer alan aynada muazzam bir yansıma tekniği uygulanmış durumda. Dönem açısından aynadaki yansımanın kusursuz resmedilmesi zaten önemli ancak Van Eyck bununla yetinmeyip bu yansımaya kendi görüntüsünü de yerleştiriyor. Yani dönemin sanat anlayışında yer alan illüzyonu kırıyor ve neredeyse epik bir tavır sergiliyor. Resme bakanlar resmin gerçekliğine kapılmaktan alı konuyor ve bu anın bir ressam tarafından aktarıldığı bilgisine sahip oluyor. Bu yüzden de bu tablo uzmanlar tarafından önemli bir yere sahip oluyor.
Venüs’ün Doğuşu (Sandro Botticelli – 1445-1510 – İTALYA)
Tablonun kendisini bilmeyenler bile, bir deniz kabuğundan doğan Venüs figürüne rastlamıştır. Botticelli’nin bu tablosu döneminde büyük bir sansasyona yol açmış, Venüs’ün erotik resmedildiği ilk tablo olarak tarihte yerini almış ve günümüzde bile Tanrıça Venüs dendiğinde gözde canlanan bir figür olmayı başarmış durumda. Boticelli, tek tanrılı inanışın yerleşmesi için, Paganizme, yani çok tanrılı mitolojiye savaş açıldığı bir dönemde yaşayan bir ressam. Onun sanatçı duyarlılığı, köklü Pagan kültürünün yok edilmesine katlanamadığı için yaşamı boyunca Kiliseyi kızdıran eserlere imza attı. Birçok tablosu yakıldı ve yok edildi. Ancak Venüs’ün doğuşu öylesine ustaca bir teknikle ve görenleri estetik açıdan hayran bırakacak biçimde yapılmıştı ki büyük bir kitle tarafından sahiplenildi. Hal böyle olunca rahiplerin gazabından kurtuldu ve günümüze kadar gelmeyi başardı. Birçok eseri yok edilmiş Botticelli’nin aykırı olmasına rağmen kurtarılmış bir eseri olarak görüldüğünden resim sanatının en önemlileri arasında yer aldı.
Nedimeler / Las Meninas – Velasquez
Bu tabloda, renklerin canlılığı ve kullanılan tekniğin kusursuzluğundan çok etki yaratan mesele soyluların ve hizmetkârların aynı karede yer alması, bu da yetmezmiş gibi hizmetkarların öne çıkarılarak, soyluların daha az detayla, neredeyse birer siluet gibi resmedilmiş olması. Tablonun fonunda yer alan iki siluetin İspanyol Kralı Philip ve eşi Mariana olduğu düşünülüyor. Hal böyle olunca tablo sanatçının tavrı açısından devrimci bir konum kazanıyor. Sınıfsal ayrımın çok katı olduğu bir dönemde böyle bir resim yaparak Velasquez resim tarihinde önemli bir yere sahip oluyor.
Bu listenin ne kadar kabarık olabileceğini tahmin edebilirsiniz. Elbette yazımızdakiler dışında onlarca tablo daha var. Ancak bu birkaç örnek bile tabloların ünlü ve önemli oluşunun birçok farklı parametreye sahip olduğunu göstermeye yetiyor. Bu yazıyı sevdiyseniz ve başka tabloların hikayelerini de merak ettiyseniz bizi takip etmeye devam edin. Eğer özellikle, neden önemli sayıldığını bilmek istediğiniz bir tablo olursa sonraki yazılarımızda yer vermemiz için yorum kısmından bize iletebilirsiniz. Sanat dolu günler…