YAZAN: İPEK TÜLİN AKTAY TEPELİ
Kutuda Sanat Var'ın nasıl çıktığını artık hemen hepiniz biliyorsunuz. Yine de bilmeyenler için kısaca bahsedelim; herkes tembelliğe bir bahane bulurken biz üretmeniz için bahaneler buluyoruz. Gereken bütün malzemeleri de size bir kutu içinde yolluyoruz. Böylece üretmemek için hiçbir bahaneniz kalmıyor. Amaç sanatı hayatınıza bulaştırmak. Harika değil mi?
Bir süredir internet sözlüklerinde "suluboya çok fazla malzeme gerektiriyor, kuru boya daha kolay" ya da "kontrol edilmiyor ve dağılıyor" içerikli bazı yorumlar okuyoruz. Bu yüzden suluboyaya başka bir açıdan bakıp suluboya ile çalışmanın keyfinden bahsetmek istedik. Size biraz suluboyadan ve daha kolay nasıl başlayabileceğinizden bahsedeceğiz.
Suluboyanın bütün çeşitlerinde pigmentler su bazlı bir solüsyon içerisinde bulunuyor(adı da tam olarak buradan geliyor hatta). Suluboyayı sanat malzemesi mağazalarında farklı formlarda görebilirsiniz. En bilinen türü büyük ihtimalle "tablet suluboya", katıdır ve kullanımı daha alışık olduğumuz bir tarzda olduğu için daha kolay sayılabilir. Diğer bir türü ise daha akışkan olan "tüp suluboya"; bu suluboya çeşidinin kıvamı guaj boya gibi. İster palet üzerine sıkabilir isterseniz de tablet suluboyalarda görülen kaplara sıkarak kullanabilirsiniz. Son olarak da "sıvı suluboya" çıkıyor karşımıza. Bu türü de damlalıkla kullanmak gerekiyor çünkü boyanın formu sıvı olduğu için fırçada kalan minik bir boya bile bütün rengi değiştirebilir. Genel olarak suluboyanın kullanılışına bakarsak; suluboya tekniğinde boya, ıslatılmış fırça ile kullanılıyor ve kâğıt üzerinde uygulanıyor; canınız isterse palette renk karışımları ve seyreltme işlemleri yapabilirsiniz çünkü suluboya gerçekten kendine has saydam özelliği ile sonsuz yaratıcılık vaad ediyor.
Yan yana sürülen iki rengin mükemmel dansı suyun yardımı ile başlıyor. Bu renk geçişlerinde de yine sınırınız yok. İsterseniz kuru bir kağıt üzerine çalışın isterseniz çok ıslak bir kağıda, seçim sizin. Suluboya ile çalışırken renklerin tonlarını da kullandığımız su miktarı ile ayarlayabiliyoruz, böylece daha açık tonlar ve saydam bir renk elde edebiliyoruz. Diyoruz ya: Suluboya sonsuz seçenekli.
Bu kadar özgür bir teknik olduğu bilinmediği için belki de en çok korkulan resim malzemelerinden biri: suluboya. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi birçok kişi suluboyayı ya zahmetli ya da zor buluyor. Bu ön yargıyı kırmak için size muhteşem bir başlangıç yolundan bahsedeceğiz. Öncelikle ayrı ayrı su kabı ve fırça kullanmaktan ve sonrasında bunların temizliğinden şikayetçiyseniz; su hazneli fırçaları kullanarak su kabının görevini bu fırçaya yükleyebilirsiniz (bkz. Nisan'18 Geometrik Renkler). Nasıl mı? Normal bir fırçanın sap kısmını düşünün, su hazneli fırçada bu sap kısmı bir su deposu aslında. Su deposundan da fırçanın kıllarına açılan bir yol var ve suyun bulunduğu kısma biraz bastırdığınız zaman fırçanın ucundan damla damla su gelmeye başlıyor. Üstelik seyahat ederken çizmeyi ve boyamayı seviyorsanız su hazneli fırçalar tam size göre.
Şimdi geldik boyayı sulandırınca kontrol etmenin zor olduğu düşüncesine. Evet yeni başlayanlar için zor gözükebilir, pratik yapmayı gerektirebilir ancak tabi ki imkansız değil ve elinizi alıştırmak için harika bir fikrimiz var: Aquarelle Kalemler! (bkz. Ekim'18 Suluboya Galaksi) Aquarelle kalemler ile bildiğiniz kuru boya gibi resminizi renklendiriyorsunuz, çizgiler çekebiliyor hatta tonlama bile yapabiliyorsunuz. Daha sonra yukarda bahsettiğimiz su hazneli fırça ile çizgilerin ve renklerin üzerinden geçerek harika suluboya görselleri elde ediyorsunuz. Dikkat: aquarelle kalemleri değil boyadığımız yeri sulandırıyoruz.
Suluboyaya böyle başlayınca suyu kontrol etmek daha kolay çünkü su hazneli fırçadan su damla damla akıyor. Az su ile çalışmaya başlayıp yavaş yavaş su miktarını arttırarak ilerleyebilir, daha sonra aquarelle kalemler yerine suluboya ile çalışabilirsiniz. Evde, rahat çalışma ortamında su kabınız ve fırçanlarınızla çalışmayı seviyor olabilirsiniz, benim gibi; ama su hazneli fırça ile sahilde, vapurda, kafede çok daha rahat çalışabilirsiniz.
Suluboyaya mesafeli duruyorsanız, zamanla aslında tüm güzelliğin "kontrol etmemekte, bırakmakta" olduğunu keşfedeceğinizi düşünüyoruz.
Tanıştığım bir ressam "resim, edebiyat olsaydı; suluboya, şiir olurdu" demişti.
Hepinize şimdiden keyifli çalışmalar. Elinizi korkak alıştırmayın. :)
1 comment
Ellerinize sağlık ilgi duyup hiç cesaret etmediğim bir daldı suluboya ama bilgilendirmeniz ile denemek için can atıyorum .