YAZAN: DİLEM CENGİZ
İllüstrasyon birçok farklı türün olduğu gibi, birçok farklı içeriğin de olduğu bir alan. Çocuk kitapları, reklamcılık, tıbbi çizimler vs. tercih edenler olduğu gibi; kıyafetler, çeşitli objeler ya da duvarları illüstrasyon yapmak için tercih edenler de var. Dijital olarak üretilen illüstrasyonlar da günümüzde oldukça ilerlemiş durumda.
Tarih boyunca insanlık hikâye anlatmak için çeşitli imajları kullandı, kullanmaya da devam ediyor. Bilinen en eski mağara resminin milattan önce 15.000 yılında Fransa’da bir mağarada olduğu kabul ediliyor. Bu imajlar önemli olayları detaylandıran temsili resimler ve logogramlardan (yazı dilinde bir kelime ya da ifadeyi temsil eden semboller) oluşuyordu.
Orta Çağ’da el yazmalarında teknik olarak daha gelişmiş ve aydınlatılmış resimler görünmeye başlandı. Matbaanın icadından önce sanat daha çok aristokrat zümreye aitken, matbaanın icadından sonra üst sınıf dışındaki insanlar da sanata ulaşma imkânı sağladı. Çünkü artık üretilen eserler baskı yoluyla çoğaltılabiliyor, dağıtılabiliyordu.
Sanayi Devrimi’yle birlikte 1700’lerin ortalarında baskı teknolojisi daha da gelişti ve yaygınlaştı. İngiltere’de Thomas Bewick adında bir yayıncı, çocuklar için çalışmalar, okullar için eğitim materyalleri, kitap kapakları gibi birden fazla alanda illüstrasyon kullanılabilmesi için bir stüdyo kurdu. Gazeteler gün geçtikçe daha resimli bir hale gelmeye başladı. Artık illüstrasyonla günlük yaşamda daha sık karşılaşılıyordu.
Fotoğraf: Marcus Elieser Bloch, Flying Gurnard, 1797
1800’lerin başında ise illüstrasyon profesyonel bir meslek haline gelmeye başladı. Artık İngiliz ve Fransız karikatüristler tam zamanlı illüstratörler olarak geçimini sağlayabiliyordu. Tabi ki bu durum illüstrasyonu ulaşılabilir ve satın alınabilir kıldı. Sokaklarda ya da özel butik baskı merkezlerinde tasarım ve baskı yapılıyordu.
İnsanların bu renkliliği sevmesiyle ve zamanın teknolojinin lehine ilerlemesiyle haber dergileri, kadın dergileri, mizah dergileri, edebiyat ve sanat gazeteleri, politik gazeteler gibi yayınlar illüstrasyonu gündelik hayata getirdi. Hatta Charles Dickens gibi yazarların kitaplarında bile illüstrasyon kullanılıyordu.
Büyük kırılmalardan bir tanesi ise birçoğumuzun çocukluğuna sirayet etmiş çizgi filmlerin yaratıcısından geldi: Walt Disney. İlk sesli çizgi film olan Steamboat Willie’yi 1928’te yaptı ve uzun metraj animasyon filmlerine doğru yol aldı. İkinci Dünya Savaşı ve Büyük Buhran yıllarında çalışmalar biraz yavaşlasa da savaş sonrasında büyük bir yükselme yaşadı.
Fotoğraf: Al Parker, I Shall Make a Bathhouse, 1948
İllüstrasyon basılı ya da görsel yayında insanları eğlendirmenin yanı sıra fotoğrafın keşfinden önce bir nesneyi ya da bir anı sabitlemek için de kullanılıyordu. Örneğin, bir ülkede yapılmış bilimsel ya da doğaya ait bir keşfi başka bir ülkeye taşımak için resmetmek gerekiyordu.
İllüstrasyon sanatı oldukça geniş bir çalışma alanı. Sahip olduğu çeşitlilik onu kategorize etmemizi ya da kullanım alanını belirlememizi zorlaştırıyor. Bununla ilgili grafik tasarımcısı ve illüstratör Charles Schorre, henüz 1967 yılında şunu söylüyor: “Bana göre, illüstrasyon görsel iletişimin bir parçasıdır. İllüstrasyon güzel sanat olabilir ve güzel sanat illüstrasyon olabilir. İllüstrasyon tipografi olabilir. İllüstrasyon fotoğraf olabilir. İllüstrasyon nerdeyse her şey olabilir.”
Fotoğraf: Victo Ngai, Evolution of Fairy Tales, 2013
İllüstrasyon ticari olarak geçim sağladığınız bir alan ya da sadece hobiniz olabilir. Belki de şu an yeni başlamaya karar verdiniz… Hep söylediğimiz gibi bizim için önemli olan üretmeyi bırakmamak. Hepimizin anlatmak istediği ve paylaştıkça güzelleşen hikayeleri var. Eğer hikayelerinizi illüstrasyon diliyle anlatıyorsanız ya da anlatmak istiyorsanız bu yazıyı okuduktan sonra, sosyal medya hesaplarımızdan bizimle paylaşmayı unutmayın!