YAZAN: ŞİRİN ÖTEN
Bir önceki yazımıza “Sanat Oyunları” demiştik. Sizden gelen güzel yorumlar ve ilgiden sonra oyunları çeşitlemenin güzel olacağını düşündük. Bu yazımızda yine sizin için hiç yoktan sanat bahaneleri yaratmak için konumuz çizerek oynanabilecek ve yine yaratıcılığı harekete geçirecek oyunlar.
Sıra Sende!
Bu oyunu ister bir arkadaşınızla, isterseniz çocuklarınızla rahatlıkla oynayabilirsiniz. Çocuklarla oynamanın çok başka bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz çünkü bu oyunda çocukların yaptıkları hamleler hem çok şaşırtıcı hem de çok eğlenceli.
İhtiyacımız olan tek şey bir kâğıt ve bir kalem. Oyun son derece basit. Oyunculardan biri, kâğıda basit bir şekil çizerek oyunu başlatıyor. Örneğin bir daire ya da üçgen hatta uzunca bir çizgi bile olur. İlk oyuncu hamlesini yaptıktan sonra kalemi diğer oyuncuya veriyor. Diğer oyuncu kâğıtta gördüğü şeklin ona çağrıştırdığı bir şekil çizerek, kâğıttaki resmi geliştiriyor. Bu esnada oyuncuların birbirine resmi neye dönüştürmek istediklerini söylememeleri çok önemli yoksa eğlencenin dozu düşecektir. Oyunda önemli olan iki oyuncunun birbirinden ilham alarak tek bir resmi tamamlaması olduğu için oyuncuların kâğıtta gördüğü çizgilere yoğunlaşması gerekiyor. Bu aynı zamanda bir çeşit iletişim oyunu. Oyuncular arasında söze bağlı kalmayan eğlenceli bir iletişim kanalı oluşuyor ve kâğıt üzerinde bir resim şekillenmeye başladığında hayal gücünün sınırları da genişliyor. Oyunun ne zaman biteceğine genelde kâğıtta oluşan resim karar veriyor. Kâğıttaki resim tamamlanmış hissi yarattığında oyun bitmiş oluyor.
Eşsiz Beden!
Bu oyun, eğlence dozu yüksek olmasına karşın kulağa biraz çocuksu gelebilir. Ama hemen söyleyelim oyunu sürrealist sanatçılar keşfetmiş ve sürrealist bazı tablolarda bu oyunun izlerini bulmak mümkün. Oyun 4-5 kişi olduğunda epey keyifli bir hal alıyor. Oynaması ise oldukça kolay…
Tüm oyuncular bir kâğıt ve bir kalem alıp, birbirlerinin çizimlerini görmeyecek biçimde çember düzeninde oturur.
- Önce herkes kâğıdın üst kısmına bir kafa ve boyun çizer. (İnsan, hayvan, robot ya da canavar olabilir) Kâğıdını çizimi örtecek ama boyunun bitim yeri görünecek şekilde katlayıp bir sağındakine verir.
- Yeni gelen kâğıdı hiç açmadan, eline gelen kağıttaki boyuna bir gövde ve kollar ekler. Gövdenin bitim yerine kadar katlayıp bir sağındakine verir.
- Yeni kâğıdı yine açmadan herkes bir üst bacak ve diz ekler. Dizin bitim yerine kadar katlayıp sağındakine verir.
- Yeni gelen kâğıda herkes ayakları ekleyip, son kez katlayarak sağındakine verir.
- Herkes elindeki katlanmış kâğıtlara hayali bir isim verir ve kâğıtları açarak ortaya serer.
Oyun buraya kadar zaten yeterince eğlenceli ve ortaya çıkan bedenler gerçekten eşsiz. Ancak oyunu ileri götürmek yine sizin elinizde… Sürrealist sanatçılar ortaya çıkan karakterlerin özelliklerini konuşarak öyküler yazmayı da ihmal etmiyorlarmış. Hatta bazen çok ilginç karakterlerin ortaya çıktığını ve sanat eserleri için ilham verdiğini bile söylüyorlar. Oyunun orijinal ismi ise “Exquisite Corpse” Türkçeye “Nefis Ceset” olarak çevirebiliriz. Biraz ürkütücü bir isim ama oldukça keyifli…
Kes Yapıştır Çiz!
Hadi okul yıllarına geri dönelim! Bir çoğumuz el işi ya da resim dersinde kolaj çalışmaları yapmışızdır. Çocuk aklımızla ne olduğunu pek de bilmeden kesip yapıştırdık. Ortaya çıkan eserleri saklamış olan varsa ne şanslı, onlara farklı bir gözle bakmak güzel olabilirdi. Şimdiki oyunumuz bir kolaj oyunu, ihtiyacımız olan şey eski bir dergi, bir makas, bir yapıştırıcı, bir kağıt ve içi görünmeyen bir poşet.
- Önce dergide gördüğümüz ve hoşumuza giden tüm figürleri hiçbir şey düşünmeden kesip çıkarıyoruz.
- Sonra onları torbamıza atıyoruz.
- Torbadan rastgele seçeceğimiz 4 figür çekiyoruz. (Sayıyı farklı belirleyebilirsiniz)
- Sonra seçtiğiniz objelerin geçtiği bir rüya gördüğümüzü hayal ediyoruz.
- Bu rüyanın bir anını kâğıdımıza aktarmaya çalışıyoruz. Objeleri yapıştırıp boşlukları çizimlerle doldurabilir ya da size yardımcı olacağını düşündüğünüz farklı objeleri de yapıştırarak resmi tamamlayabiliriz.
Dali, kendi tabloları için “Rüya resimleri” diyor. Kolaj sanatı da Dadaistlerin başlattığı bir çeşit sanat akımı olarak 1930’lu yıllarda hayatımıza giriyor. Tristan Tzara isimli bir şair, resimler yerine makalelerden kestiği sözcükleri rast gele seçerek şiirler bile yazıyor. 1930’lu yıllarda başlayan bu Avangart sanatçıların ister sürrealist, ister Dadaist, ister Fütürist olsun ortak noktaları sanatın yüzyıllarca katı kurallar altına alınmasıyla ilgili başkaldırmalarıydı. Özellikle Tzara tasarımdan çok rastgele olanın güzelliğine hayrandı. Öncülerinden olduğu Dadaizmin ismini, Meydan Larousse adlı ansiklopediden rastgele açtığı bir sayfada gördüğü ilk sözcük “Dada” olduğu için böyle koyduğunu anlatıyor bir röportajında. Nedense tüm bunlar bize çok daha başka bir anlam ifade ediyor. Sanatın oyuncu ve eğlenceli, hiçbir kalıba sığmayan yanını gözler önüne seriyor. Rastgele, tesadüfen, çok düşünerek ya da birden bire üretmek sanat eserine bir şey katmıyor ya da eksiltmiyor. Yukarıda bahsettiğimiz oyunların hem kolay hem de eğlenceli bir biçimde sanata bulaşmanıza yardımcı olmasını ve tüm bahaneleri ortadan kaldırmak için ilham vermesini umuyoruz.
1 comment
harika bir yazıymış. daha fazla oyun isteriz :)